Tarihte En Fazla Ölüme Sebep Olan 10 Virüs Salgını!
2020’de telaş yaşamamıza sebep olan yeni tip corona covid-19 virüsü hızla can almaya devam ediyor. Henüz yeni olmasına rağmen binlerce kişi hayatını kaybetti. Peki tarihte en fazla ölüme sebep olan virüs salgınları hakkında bilginiz var mı? Çin’in Wuhan kentinde başlayıp hızla bütün Çin’i etkisi altına alan virüsün yeni merkezi bilindiği üzere Avrupa. Son zamanlarda İtalya’da oldukça fazla can kayıplarına yol açan Corona virüsü aslında tüm kıtalara yayılarak ne kadar kolay ve hızlı bir şekilde yayılıp küresel bir salgın haline gelebildiğini tüm dünyaya göstermiş durumda. Tüm dünyada etkileri randımanlı bir şekilde devam eden virüs yüz binlerce vaka ve binlerce can kaybına sebep olmuş durumda. Dünya üzerinde bu hastalığın bulaştığı çoğu ülke hem sosyal hem ekonomik anlamda virüse karşı kapsamlı paketler hazırlamış durumda. Peki insanoğlu; sosyal medyanın da etkisi ile tüm dünyaya korku salan Corona virüsüne benzer salgınlarla daha önce mücadele etti mi? İnsanlık tarihinde bu virüsten daha fazla hasara sebep olan salgınlar oldu mu? Ne kadar sürdü? Nasıl atlatıldı? buuON ekibi sizleri insanlık tarihinin bugüne kadar karşılaştığı en büyük 10 virüs salgınıyla tanıştırıyor.
1. İSPANYOL GRİBİ
İnsanlık tarihinin belki de en büyük salgını olan İspanyol gribi 1918-1920 yılları arasında yaklaşık 50 milyona varan can kaybına sebep olmuştur. İlk çıkış yeri ise ABD’de bulunan Kansas City’dir. Gribin çıkış tarihine bakacak olursanız bu gribin ABD’de Amerikan askerlerinin bulunduğu kışlada çıkmış olması sizi şaşırtmaz. Askerler arasında vuku bulan bu gribin, askerleri 2 gün içerisinde nefes darlığından öldürdüğü bilinmektedir. Peki Amerika’da ortaya çıkan bu gribin adı neden İspanyol gribidir? Çünkü 1.Dünya Savaşı’nın sancıları devam ederken Avrupa ve Amerika’da basına sansür gelmesinden dolayı insanların hızla yayılan bu gripten haberleri olmamıştır. Gribi ilk duyuran ve hakkında haberler oluşturup halkı bilgilendiren ülke ise 1.Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını ilan ederek sansür dışında kalan İspanya’dan başkası değildir. Bu sebepten ölümcül olan bu grip İspanyol gribi olarak anılmaya başlandı. Başta Amerika ve Hindistan olmak üzere Avrupa ve Osmanlı’da da pek çok can kaybına sebep olan İspanyol gribinin Corona’dan farkı yaşlı değil genç kesimi hedef almasıydı.
2. KARA VEBA
Kara ölüm yada büyük veba salgını olarak da bilinen Kara veba insanlık tarihinin gördüğü en yıkıcı salgınların başında gelir. Öyle ki Avrupa bu salgından sonra 150-200 yıllık zaman dilimi içerisinde kendini ancak toparlayabilmiştir. 1347-1351 Yılları arasında Avrupa’yı büyük bir yıkıma uğratan vebanın yaklaşık 100 milyon belki de daha fazla insanın ölümüne yol açtığı bilinmektedir. Aslında kara vebanın çıkış yeri bugün Corona’da olduğu gibi Çin’dir. Çin ile ticaret yapan Asyalı tacirlerin Çin’den aldıkları vebalı kürkleri Venedikli tacirlere satmalarıyla olanlar olmuş, Avrupa’da büyük bir salgın başlamıştır. İnsanların psikolojileri öylesine bozulmuştur ki vücutta morluk, kanama, şişlik olarak belirti veren vebanın bu denli yayılmasındaki sebep; çok uzun zaman duş almadan durmaları ve akabinde vücutları ile hava arasında bir tabaka oluşturarak hastalıktan kurtulmaya çalışmış olmalarıdır. Fakat bu durum tabi ki hastalığın daha çok yayılmasına sebep olmuştur. O yıllarda baskın bir Katolik inanca sahip Avrupa, vebayı yaydığı gerekçesi ile şifa bulmaya çalışanlara cadı yaftası yapıştırarak öldürmüştür. Kedileri ise cadıların yardımcıları oldukları için katleden Avrupa’da kediler azalınca sıçan sayısında inanılmaz bir artış olmuş ve vebanın yayılması sıçanlar sayesinde önüne geçilemez boyutlara ulaşmıştır.
3. AIDS / HIV VİRÜSÜ
Salgının adı olan Aids’e sebep olan virüsün adı HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) olarak adlandırılır. İlk olarak 1959 yılında Belçika’da ortaya çıkan bu hastalık insanlar tarafından pek farkedilmedi. Fakat daha sonra 1981 yılında ABD’de belirtileri normal kanser vakalarından farklılık gösteren bir hastalık keşfedildi. 1982 yılında benzer semptomlara sahip hastaların ülkenin her yerinde ortaya çıkması ile beraber AIDS yani edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu insanlar tarafından salgın bir hastalık olarak kabul edildi. Peki nu hastalığın belirtileri nelerdi? Öncelikle bu hastalığa sebep olan HIV virüsü insanların bağışıklığını zayıflatarak vücudu dışarıdan gelen hastalık ve virüslere karşı savunmasız bırakan ölümcül bir hastalıktır. Anneden bebeğe ,kan yoluyla ve en bilinen yolu olan cinsel yolla bulaşan bu hastalıktan büyük oranda korunmanın yolu tek eşliliği tercih etmek ve korunmasız cinsel ilişkiye hayır demektir. Aids olan insanların çoğu bu hastalıklarını saklarken son yıllara kadar bu hastalığa yakalanan birinin hayatı kısa süre sonra bitecekken günümüzde geliştirilen ilaç teknolojisi sayesinde vücudunu dışardan gelen hastalıklara karşı koruyup her normal insan gibi hayatlarına devam edebilmektedirler. Peki o yıllardan günümüze kadar olan süreçte AIDS kaç can aldı? 1960 lardan günümüze yaklaşık 30 milyon can aldığı bilinen bu hastalıktan dünyaca ünlü rock starları bile yaşamını yitirmiştir.
4. ASYA GRİBİ
1889-1990 tarihleri arasında dünya üzerinde 1 milyon 1957 yılında ise 2 milyon insanın ölümüne sebep olan Asya gribi diğer adı ile kuş gribi insanlık tarihini derinden etkileyen hastalıkların başında gelmektedir. Hastalığın çıkış yeri Corona virüsünde olduğu gibi Çin’dir. 1957 yılında Hong Kong ‘ta görülen H2N2 virüsünü taşıyan hastalık daha sonrasında Amerika’ya sıçramış ve etkileri 10 yıl sürecek bir salgına sebep olmuştur. Daha sonrasında 2009 yılında ise H1N1 isimli mutasyona uğramış şekilde tekrar ortaya çıkan grip hayvanlardan insanlara bulaşarak başlamış binlerce insanın ölümüne sebep olmuştur. Bulaştığı hayvanın domuz olması sebebi ile etkileri günümüzde de devam etmekte olan domuz gribi salgını ortaya çıkmıştır.
5. KOLERA
Artan Corana salgını ile beraber sosyal medyada #coronagünlükleri Hashtag’ini fazlası ile görmekteyiz . Aslında bu hashtag 1800’lü yılların çeşitli zamanlarında dünya üzerinde çok fazla sayıda insanın ölümüne sebep olan kolera salgınına olan bir atıftır. Kolera adı ile bildiğimiz ve tüm dünyayı etkisi altına alan hastalık ilk olarak 1817 yılında Japonya’da ortaya çıkmıştır. Daha sonrasında ise dur durak bilmeyen bu salgın 1800’lü yılların çeşitli evrelerinde Moskova, Paris, Londra gibi büyük Avrupa ülkelerinde baş göstermiş ve Osmanlı’ya da 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında bulaşarak bir çok insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Kirli su kaynaklarından bulaşan kolera yoğun ishal ile kendini belli eder. Günümüzde ise tedavisi oldukça basit olan kolera ağız yolu ile alınan sıvı takviyesi ile yok edilebilmektedir. Günümüzde tedavi sürecinde aşısı da bulunan bu hastalığın bulaşmaması için en önemli kural temiz ve hijyenik içme suyunun kullanımına özen gösterilmesi gerektiğidir. Her yıl dünya üzerinde 3 ile 5 milyon arasında değişen kolera vakası görülmektedir. Özellikle su kaynaklarının az olduğu kurak bölgelerde görülen hastalık yoksul toplumlarda sıkça görülmektedir.
6. EBOLA VİRÜSÜ
Adını Afrika’da bir nehirden alan Ebola hastalığı adından da anlaşılacağı üzere Afrika’da ortaya çıkan bir salgındır. Ebola virüsü yoğun ishal ve deri dökülmeleriyle ortaya çıkan bir virüstür ve çok hızlı bir şekilde yayıldığı ortaya çıkmıştır. Maymun ve yarasalardan bulaşan hastalık hava yolu ile temas etmemektedir. Bugüne kadar 11 binden fazla insanın ölümüne sebep olan ebola virüsü günümüzde Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde etkilerini sürdürmekte olup 2013’ten bu yana Batı Afrika’da yoğun bir salgına dönüşmüş ve birçok çocuğun ölümüne sebep olmuştur. Hastalığın maalesef günümüzde hala bir tedavi yöntemi bulunamamıştır.
7. SARS VİRÜSÜ
Şiddetli akut solunum yolu enfeksiyonu olarak bilen SARS 2003 yılında dünyada büyük bir paniğe sebep oldu. Tahmin ettiğiniz üzere hastalık Çin’in Hong Kong şehrinde ortaya 2002 yılında ortaya çıkmıştır. Daha sonrasında tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgın Ukrayna’da da yüksek ölümlere sebep olmuştur. O dönem Türkiye’de görülmediği belirtilen SARS salgınında yaklaşık 9 bin vaka ve yaklaşık 1000 ölüm gerçekleşmiştir. Son zamanlarda SARS ın tekrar gündemde tutulmasının sebebi etkilerinin aynı Corona gibi olmasıdır. Çünkü sars virüsü de Corona gibi gribal etkilerle ortaya çıkmış ve zamanla salgın haline dönüşmüştür. Corona sebebiyle çalkalanan dünyada Corona’nın Sars’ın mutasyona uğramış hali olduğu savunulmaktadır. Çünkü yayılma biçimi Corona ile aynıdır.
8. MERS VİRÜSÜ
İlk olarak 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan Ortadoğu solunum sendromu adı ile ortaya çıkan MERS aslında 2002-2003 yıllarında ortaya çıkan SARS virüsünün mutasyona uğramış devamı niteliğinde bir corona virüs enfeksiyonudur. Evet yanlış duymadınız. Corona virüs ile benzer belirtiler gösteren MERS 2014 yılında Türkiye’de ortaya çıkmış ve bir salgın haline gelerek dünya üzerinde yaklaşık bin kişinin ölümüne sebep olmuştur. Görüldüğü üzere Corona dan daha az can almış olan MERS virüsü hapşırma öksürme ile insandan insana bulaşmakta olup vakaların yaklaşık %40’ı hayatını kaybetmiştir.
9. ÇİÇEK HASTALIĞI
1700’lü yıllarda ortaya çıkan çiçek hastalığı o dönem oldukça büyük bir salgına dönüşmüştür. O dönemlerde aşısı olmadığı için salgına dönüşen hastalık günümüzde salgın tanımından çıkmıştır. Çiçek hastalığına adını veren olay vücutta ve özellikle yüz bölgesinde çiçek şeklinde çıkan yaralardır. Özellikle çocuklarda görülen bu hastalık virüsü yaraların içinde bulunur ve hastanın kendisinden,hastanın eşyalarından veya hava yolu ile bulaşabildiği gibi sinekler yolu ile de yayılabilmektedir. Hastalığı geçirmiş olan kişi 1 ile 20 yıl arasında bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olur. Günümüzde aşı sayesinde bu hastalığa yakalanan kişi sayısı oldukça az olup salgın olma kategorisinden çıkarılmıştır.
10. TİFÜS
Tifüs salgını tifüs bakterisi taşıyan bitlerin bulaştırdığı bir hastalıktır. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen 1.Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan bu salgın milyonlarca kişinin hayatına mal olmuştur. Hastalığın sebebinin bitler olduğunu geç keşfeden insanlar önlem almakta da geciktikleri için hastalık Avrupa ve özellikle Asya ülkeleri arasında yayılmıştır. Tifo ile karıştırılmaması gereken bu hastalık şiddetli kas ve eklem ağrıları ile beraber deri dökülmeleri ile kendini gösterir. Günümüzde ise tifüse hijyen olmayan kalabalık toplumlarda daha çok rastlanmaktadır. Neyse ki günümüzde antibiyotik ile tedavisi mümkündür