Eğer bir Paris seyahati düşünüyorsanız Paris’te gezilecek yerler için oluşturduğumuz bu güzel yazıyı okumadan Paris’e gitmeyin. Paris Fransa’nın başkenti ve Sen Nehri’nin üzerine kurulmuş dünyaca ünlü bir şehirdir. Tarih boyunca bir çok kitaba ve filme konu olmuş böylesine romantik bir şehri gelin yakından tanıyalım. Paris yüzyıllar boyunca enfes mimarisi ve olağanüstü tarihi ile adeta bir sanat eseri olan çok görkemli ve bir o kadar metropol bir şehirdir. Çoğu kişinin en azından hayatında bir kez gidip görmek ,ara sokaklarında dolaşıp şirin fransız kafelerinde takılmak gibi bir hayali mutlaka vardır. Bu hayal aslında o kadar uzakta değil. Paris dünyada mutlaka görülmesi gereken muhteşem şehirlerin başında gelir. Peki tatilinizi bu enfes şehirde geçirirken nereleri gezmelisiniz? Sizler için Paris’in en ünlü noktalarını keşfettik.
1.EYFEL KULESİ
Gezimize Paris’in simgesi olan Eyfel Kulesi ile başlayalım. Yılda binlerce turist tarafından ziyaret edilen bu devasa yapı Fransa’nın en çok ilgi çeken yapısı olarak karşımıza çıkıyor. Eyfel Kulesi Gustave Eiffel tarafından 1887 yılında inşa edilen yaklaşık 325 metre yüksekliğinde Paris’in göbeğinde yer alan demir bir yapıdır. 3 Kattan oluşan Eyfel Kulesi Fransız Devrimi’nin 100. yılı şerefine inşa edilmiş fakat daha sonra görüntü itibariye çok çirkin bir yapı olduğu gerekçesiyle yıkılması istenmiştir. Zamanla bu demir yapı sadece Fransa’nın değil tüm dünyanın ilgi alanına girmiş ve şu an her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen bir bina haline gelmiştir. Eyfel Kulesi’ni özellikle hava karardıktan sonra ışıklandırma yapılmış halini görmenizi tavsiye ederiz. Kimilerinin demir yığını olarak gördüğü bu yapı Avrupa’nın önemli noktalarından biridir. Ayrıca yapımında kullanılan demirlerin artması sonucu o demirler Porto’ya götürülerek Porto’da meşhur bir köprünün yapımında da kullanılarak Porto şehrine can vermiştir.
2.LOUVRE MÜZESİ
Tüm dünyanın bildiği ve konum itibari ile Paris’te bulunan ihtişamı ile herkesi kendine hayran bırakan Louvre Müzesi dünyanın en büyük müzesi olma ünvanını da taşır. Bir çok tarihi kişiliğin eserlerine ev sahipliği yapan Louvre Müzesi’nde Picasso’nun ünlü eseri Mona Lisa tablosu da bulunmaktadır. Tasarımı itibari ile oldukça dikkat çeken Louvre Müzesi birbirinden enfes tarihi tablolara heykellere ev sahipliği yapmaktadır. Her yıl binlerce sanatseveri ağırlayan müzeyi gezmek 2 yada 3 gününüzü alabilir. Böylesine muhteşem eserleri incelerken zamanın nasıl geçtiğini farketmeyip müzede tarihte bir zaman yolculuğuna çıkacağınızı ve etkisinden bir süre kurtulamayacağınızı garanti ediyoruz.
3.NOTRE DAME KATEDRALİ
Fransa’nın en büyük sembollerinden olan dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Notre Dame Katedrali Paris şehir merkezinde yer almaktadır. Yapımı 200 yılı aşkın bir süre alan Notre Dame Katedrali Paris’in en önemli simgelerinden biridir. 2 büyük dünya savaşı gören katedral çıkan bir yangın sonucu şu an ziyarete geçici bir süreliğine kapalı olsa her yıl yaklaşık 10 milyondan fazla turist ağırlamaktadır. Orta Çağ tarihinin en önemli yapıtlarından biri olan Notre Dame Katedrali Victor Hugo’nun ölümsüz eseri ‘Notre Dame’ın Kamburu’ isimli eseri ile tarihte ölümsüz bir yere sahiptir. Katedralin içi o kadar ihtişamlıdır ki girdiğinizde gözlerinizi ayıramayacağınız kesin. Fakat bu yıl çıkan yangın sebebiyle tarihin önemli yapılarından biri olan bu katedral maalesef kapatıldı. Yine de bölgeyi ziyaret edebilirsiniz.
4.ZAFER TAKI
Zafer Takı Paris’te meşhur Şanzelize Caddesi’nin batı kısmında yer alan dünyaca ünlü bir anıttır. Zafer Takı ünlü Fransız lider Napolyon’un kazandığı savaşı simgelemek amacıyla 1806 ylıında bizzat kendisi tarafından yaptırılan ve altından geçenlerin büyük bir zafer kazanacağına inanılan çok meşhur bir yapıdır. Şanzelize Caddesi’nin sonunda yer alan Zafer Takı’nın altında 1.Dünya Savaşı’nda ölen bir askerin mezarı bulunmaktadır. Zafer Takı 2.Dünya Savaşı’nda ölen askerlerden sonra hiç sönmeyen bir meşale ile aydınlatılmış ve Fransa halkının özgürlüğünün bir sembolü haline gelmiştir.
5.ŞANZELİZE CADDESİ
Şanzelize Caddesi Paris’in belki de dünyanın en meşhur caddelerinden biridir. Fransızların dünyanın en güzel caddesi olarak kabul ettikleri bulvar Paris’in göbeğinde yer almaktadır. Şanzelize Caddesi özellikle alışveriş tutkunlarının bir numaralı yeridir. Çünkü cadde üzerinde dünyaca ünlü markaların mağazalarının yanında inanılmaz şık ve gözde butikler bulunmaktadır. Boşuna dememişler Paris modanın başkentidir diye. Birçok meşhur mağazanın yanında bir o kadar da şık ve elit restoran ve kafelere ev sahipliği yapan Şanzelize Caddesi Fransızlar için büyük önem taşımaktadır. Ulusal bayramlar, festivaller ve etkinlikler, kutlamalar hep bu caddede gerçekleşir.
6.SACRE COEUR BAZİLİKASI
Sacre Coeur Bazilikası Paris’in yüksek bir tepesi olan Montmarte’de yer almaktadır. Roman inşası olan bazilika çok eski bir tarihe sahiptir. Bir Katolik kilisesi olan bazilika 1875 yılında inşasına başlanmış beyaz ve görkemli kubbesi ile ün salmış bir yapıdır. Kubbenin en tepesine çıktığınızda tüm Paris ayaklarınızın altında olacak. Böylesine harika ve romantik bir manzara için eşsiz bir mekan olan Sacre Coeur Bazilikası mutlaka göemeniz gereken yerler arasındadır. Anlamı kutsal kalp demek olan Sacre Coeur’un kutsal kalpten kastı İsa’nın kalbidir. Sacre Coeur Bazilikası’nın kubbesine çıkarken çok fazla merdiven tırmanacaksınız. Ama göreceğiniz Paris emin olun buna değecektir.
7.MOULİN ROUGE
Meşhur dillere destan Moulin Rouge. Moulin Rouge Paris’teki bir çok yapı gibi eski bir yapıdır. Fransızcada kırmızı değirmen anlamına gelen Moulin Rouge 1889 yılında bir kabare şov sergilemek amacıyla açılmış bir mekandır. Eskilerin Paris’inin en önemli şahısları ve sosyetesini ağırlamış olan Moulin Rouge yani kırmızı değirmen ismi girşinde bulunan ve gece ışıkları ile oldukça net şekilde görülen kırmızı bir değirmen ile sembolize edilmesinden ileri gelmektedir. Hatta hakkında oldukça meşhur olan Nicole Kidman ve Ewan Mcgregor’un baş rollerini paylaştıkları bir film çekilmiştir. Paris’in gece hayatı ve eski kabare şovlarını merak ediyorsanız uğramanız gereken tarih kokan bir yerdir Moulin Rouge.
8.DİSNEYLAND PARİS
Paris’e gitmişken Disneyland’a uğramamak biraz ayıp olur doğrusu. Büyük küçük demeden herkesin hayalini kurduğu ,büyülü bir dünyanın kapılarını açan bir yerdir Disneyland Paris. Özellikle de Walt Disney hayranıysanız bu eğlenceyi kaçırmayın deriz. Çünkü Disneyland Paris yaş aralığına bakmadan her kesimi eğlendiren zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız rüya gibi bir yer. Birbirinden eğlenceli oyuncakları,hiç görmediğiniz animasyonları, en önemlisi de çocukluğunuzdan beri takip ettiğiniz çizgi film kahramanlarını içinde barındıran, girdiğinize asla pişman olmayacağınız masallar ülkesidir Disneyland. Ücreti biraz tuzlu olsa da Paris’e gitmişken mutlaka uğranması gereken yerlerden biridir.
9.VERSAY SARAYI
Versay Sarayı Paris 20 km uzaklıkta bulunan tarihin en meşhur olaylarına tanıklık etmiş bir saraydır. 1668 yılında 14. Louis tarafından yaptırılan saray içi ile olduğu kadar bahçeleri ile de oldukça meşhurdur. Koskoca bir devrime tanıklık etmiş sarayda tarihi yerinden sarsan çok fazla olay yaşanmıştır. 1789’da yaşanan Fransız Devrimi’ne kadar monarşinin ve krallığın idari merkezi olarak hizmet gören Versay Sarayı’nda kraliçenin odası ve sarayın bahçeleri görülmeye değerdir. Sarayın içinde bir çok aynalı bölüm bulunmaktadır. Fakat gelin görün ki 1789 Faransız Devrimi’ne kadar sarayda tuvalet ve banyo bulunmamıştır. Dışkılarını genelde buldukları yere bıraktığı düşünülen asiller arasında rivayet odur ki parfümünün yayılma sebeplerinden biridir. Bugün Versay Sarayı tarihte bir çok olaya ve bir çok filme konu olmuş barok mimarisi izleri taşıyan ihtişamlı bir yapıdır.
10.LÜKSEMBURG BAHÇELERİ
Lüksemburg Bahçeleri Paris’in peyzaj mimarlığı açısından belki de en meşhur bahçeleridir. Farklı stillerde şekillenen bahçeler görülmeye değerdir. Paris’in 6. bölgesinde yer alan bahçeler 60 dönümlük bir alanı kaplamaktadır. Lüksemburg Bahçesi Rönesans döneminde oluşturulan bahçe dizaynı anlayışının ilk örneklerinden olup bahçenin içinde bir çok tarihi anıt, çesme ve heykel bulunmaktadır. Paris’in en yeşil yeri olan Luksemburg Bahçesi’nin ortasında bir göl bulunmaktadır ve etrafındaki ağaçlar ve çalılar oldukça simetrik,şekilli ve titiz şekilde kesilerek biçimlendirilmiştir. Paris’in bahçe kültürünün ilk örneklerinden biri olan Lüksemburg Bahçesi’ni mutlaka görmelisiniz.
Paris’te gezmek için bir çok mekan birbirine yakın. O yüzden tavsiyem sokaklarda gezerek heryeri görmeniz. Aksi taktirde Paris’in tadı çıkmaz. 4 Yıldır Paris’te yaşayan biri olarak listenin de çok başarılı olduğunu söyleyebilirim.