Anadolu’nun Mistik 10 Efsane Hikayesi!
Gizeme inanır mısınız? Peki mistik olaylara? Tarihte öyle mistik olaylar vardır ki dillere destan olmuş ve günümüzde hala ağızdan ağıza dolaşarak anlatılmaya devam edilmektedir. Anadolu’da tarih boyunca çok sayıda mistik olay yaşanmıştır. buuON ekibi Anadolu’daki gizemli 10 mistik olayı sizler için listeledi.
1- ŞAHMERAN EFSANESİ
Efsaneye göre Şahmeran yüzlerce yıl önce Tarsus’ta yaşayan kadın başlı bir yılandır. Şahmeran kimsenin bilmediği bir yerde yerin altında yaşamaktadır.Ta ki fakir bir ailenin oğlu Cemşab tarafından bulunana kadar. Cemşab bir gün balın olduğu kuyuya iner ve kuyuda mahsur kalmıştır. Kuyuda ince bir ışık gören Cemşab ışığa doğru ilerlediğinde ömründe görmediği kadar cennet gibi güzel bir bahçeye girer ve bahçede bir çok yılanla beraber tahtın başında oturan Şahmeran’ı görür. Şahmeran çok iyi niyetlidir. Cemşab da yıllarca Şahmeran ile beraber yaşadıktan sonra Şahmeran’a ailesini özlediğini söyler. Şahmeran da kimseye yerini söylememek şartıyla Cemşab’ıı yeryüzüne gönderir.Fakat şartı hamama girmemesidir. Çünkü kim Şahmeran ile yaşarsa suya girince vücudu pul pul olur. Bir gün padişahın kızı hastalanır. Şifacılar tek çarenin Şahmeran’ın kanından içmesi olduğunu söyler. Bunun üzerine padişah herkesi hamama sokar ve Cemşab’ın Şahmeran’ın yerini bildiğini anlayıp söylemesi için işkence eder. Cemşab dayanamayıp yerini söyler. Padişah Şahmeran’ı bulunduğu yerden çıkartıp öldürür. O günden beri rivayet odur ki yılanlar Şahmeran’ın öldürüldüğünü anlayınca yeryüzüne çıkıp herkesi öldürecektir.
2- SARIKIZ EFSANESİ
Sarıkız Çanakkale’ye bağlı bir köyde yaşarken küçük yaşta annesini kaybeder.Babası da annesini unutamadığı için Sarıkız ile beraber Kaz dağlarına yerleşirler. Babası bir gün kızını komşuya emanet ederek hacca gider.Sarıkız büyümüş ve güzel bir kız olmuştur. Köyün delikanlıları Sarıkız’ı ister fakat kız yüz vermez.Bunun üzerine köyde Sarıkız’a iftira atarlar. Babası haçtan döndüğünde kimse yüzüne bakmayınca durumu anlar.Kimsenin yüzüne bakamaz fakat namusunu temizlemek için de kızını öldürmeye kıyamaz. Kızını Kaz Dağı’nın zirvesine götürerek orada bırakır. Dağa yola düşen insanlara yardım eden Sarıkız hikayeleşerek insanlar arasında yayılır. Bunu duyan baba dağa gidip kızını bulur. Hasret giderdikten sonra namaz için abdest almak isteyen baba kızından su ister. Sarıkız’ın tuzlu su getirdiğini gören baba denizden o kadar kısa sürede dağa su getiremeyeceğini anlayarak kızının erdiğini anlar. Kızına iftira edildiğini anlayıp köylülere beddua eder. Bugün Sarıkız’ın mezarının bulunduğuna inanılan tepeye Sarıkız tepesi babasının mezarının bulunduğu tepeye Baba tepe denir.
3- LOKMAN HEKİM EFSANESİ
Efsaneye göre bütün dünyayı dolaştıktan sonra Anadolu’da Çukurova’ya yerleşen yerleşen Lokman hekim hastalara bakarken hastalardan gelen talep üzerine ölümsüzlüğün çaresini aramaya başlar. Bir gün bir ağacın altında otururken bir otun kendisiyle konuştuğunu ve kendisinin ölümsüzlüğün çaresi olduğunu söylediğini duyar. Bunun üzerine otu alarak ölümsüzlüğe çare bulmaya çalışan lokman hekim kafasındakileri bir deftere yazmaya başlar. Bir köprünün üzerinden geçerken defteri ve otu nehre düşüren Lokman hekim çok üzülür. Fakat o günden sonra bastığı her yerdeki bütün otlar çürümeye başlar. Çünkü otlar Lokman hekime küsmüştür.
4- AĞLAYAN KAYA EFSANESİ
Manisa’nın Spil Dağı’nda geçen bir efsaneye göre Niobe adlı bir kız Manisa’da doğar. Niobe’nin yedisi kız yedisi erkek 14 tane çocuğu olur. Bunu duyan Apollon ve Artemis kıskanarak Niobe’nin çocuklarını öldürür. Niobe her gün çocuklarının cesetlerinin başında ağlar. Zeus da Niobe’nin acılarına son vermek için onu ağladığı yerde taşa dönüştürür.Kadın başı şeklindeki bu kayanın göz şeklindeki girintileri vardır ve burdasn günümüzde su akmaktadır. Halk arasında ağlayan kaya diye isimlendirilen bu kaya bugün Spil Dağı’nın eteklerindedir.
5- YEDİ UYURLAR EFSANESİ
Mersin’de bulunan yedi uyurlar efsanesi şöyledir.Hristiyan dinine mensup yedi arkadaş tek tanrılı dine inandıkları için zulme uğramaktan korktuklarından kaçarlar. Fakat zamanın putperest hükümdarı tarafından kovalanınca saklanmak için mağaraya girerler. Mağarada Allah tarafından yardım edilen yedi genç 300 yıllık bir uykuya dalarlar. Uyandıklarında acıkmış olan yedi gençten biri mağaradan çıkıp yiyecek bulmaya gittiğinde elindeki eski paraların artık kullanılmadığını fark eder. Eski paraları görenler onu yakalayarak bu paraları bulduğu yere götürmelerini isterler. Genç de yalnız olmadığını mağarada 7 arkadaşının olduğunu söyler.Mağaraya gittiklerinde 7 yavru kuşun tünediği yuvadan başka bir şey görmezler.Halk arasında daha sonra ESHAB-I keyf mağarası olarak da geçen mağara dilden dile dolaşır.
6- BATTAL GAZİ EFSANESİ
Battal gazi Tekfur’un kızına aşık olur. Adam kızı vermek istemez. Bunun üzerine Battal Gazi kızı kaçırmaya karar verir. Baba kızını kuleye kapatmıştır. Kuleye tırmanan Battal Gazi atına kızı da atıp hızla Üsküdar üzerinden giderek uzaklaşır. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” sözünün buradan geldiği düşünülür.
7- GELİNKAYA EFSANESİ
Zamanın birinde birbirleriyle hiç anlaşamayan gelin ve kaynana vardır. Kaynana ne kadar zalimse gelin de bir o kadar iyi yüreklidir. Kaynana gelini hiç dinlendirmeden bütün gün köle gibi kullanıp çalıştırır. Bir gün yine çok çalıştığı bir zamanda gelin koyunları otlatmak için dağa çıkar.O kadar yorgundur ki koyunlar otlarken bir ağacın gölgesinde uyuyakalır. Uyandığında koyunların olmadığını gören gelin kaynana korkusundan hava kararmasına rağmen dağın başında koyunları aramaya başlar.Hava karardıktan sonra etrafını yabani hayvanlar saran gelin ne eve dönebilir ne koyunları bulabilir. Nao acağını bilemez halde Allah’a yalvaran gelin ‘Beni taş et dondur!’ der ve oracıkta taşa dönüşür. Bugün Gelinkaya Mardin’de bulunmaktadır.
8- PERİBACASI EFSANESİ
Efsane odur ki Nevşehir de geçen hikayede yaşlı bir adamın tarlasında ekinler toplanmak için beklemekteymiş. Şafakla beraber ekinlerini toplamak için kalkan fakir,bacakları tutmayan yaşlı adamcağız sürünerek kulübeden ancak çıkabilmiş fakat akşama kadar tarlaya gidecek gücü bulamamış. Ekinlerinin rüzgarda mahvolacağı için emeklerine yazık olacağını düşünen yaşlı adam ağlamaya başlamış. Bunun üzerine akşam üzeri Peribacaları denen yerden ellerinden ışıklar saçılan adamların çıktığını görmüş. Korku ve şaşkınlıktan kımıldayamayan yaşlı adamın tarlasına giren periler şafağa kadar yaşlı adamın bütün ekinlerini toplayıp çuvallara yerleştirmişler. Bunun üzerine yaşlı adam çok sevinmiş. Sabah olunca bütün ekinlerin toplandığını gören köylüler yaşlı adamın bunu nasıl yaptığını anlayamamışlar. Yaşlı adam da bu sırrın bozulmaması için kimseye ses etmemiş. O günden itibaren bugün Kapadokya denen bölgedeki volkanik şekillerin adı halk arasında peri bacaları olarak kalmış.
9- KIZ KULESİ EFSANESİ
Kız Kulesi adası İstanbul’un Anadolu yakasında kalan oldukça turistik bir yerdir. Efsaneye göre dönemin Selçuklu sultanı güzeller güzeli bir kızı olur. Bu yüksek kulelerde cariyeleriyle beraber yaşayan Selçuklu sultanı bir gün rüyasında güzeller güzeli kızının bir yılan tarafımdan öldürüleceğini görür. Bunun üzerine kızını kuleye kapatmaya ve herkesten her şeyden saklamaya karar verir. Aradan yıllar geçer. Sultan bir gün hastalanır. İyileştikten sonra halk çok sevinir ve kuleye hediyeler, yiyecek ve içecekler yollarlar. Bir köylünün getirdiği üzüm sepetinden çıkan sinsi bir yılan güzeller güzeli prensesi sokarak oracıkta canını alır. Kız kulesi günümüzde de İstanbul’un semalarının en güzel görüntülerinden biri olarak yerini alır. Malumunuz olduğu üzere Kız Kulesi bugünlerde restore edildi. Restorasyonla ilgili bilgi almak için bu linke tıklayabilirsiniz.
10- FOÇA SİREN KAYALIKLARI EFSANESİ
Günümüzde İzmir’in Foça ilçesine bağlı siren kayalıkları oldukça dikkat çekmektedir.Rivayet odur ki Truva Savaşı’ndan sonra Odeyseus bir adada uzun süre esir kaldıktan sonra serbest bırakılır. Uzun süre deniz seferinden sonra bugünkü Foça kıyılarına demir atan kralın yoluna devam edebilmesi için siren kayalıklarından geçmesi gerekmektedir. Fakat siren kayalıklarındaki siren sesleri büyülüdür ve geminin kayalıklara doğru sürüklenmesine sebep olur.Siren seslerini duyan bir çok korsanın büyülenip gemilerinin alabora olduğunu duyan Odeyseus tayfasının kulaklarını balmumu ile tıkar ve kendisini de geminin direğine bağlatıp ağzını pamukla kapattırır. Bu sesi sadece kendisi duymak ister. Kayalıklardan geçerken sesi duyar ve bu büyülü ses o kadar hoşuna gider ki tayfasına kayalıklara gitme emri vermek ister.Fakat ağzı kapalı olduğu için bir şey diyemez ve mürettabatıyla sağasalim kayalıklardan geçerek yoluna devam eder. Bir başka rivayet de korsanların bu kayalıklarda bu ses eşliğinde deniz kızları gördüklerini iddia etmesidir.